Halit Kakınç'ın Tanrı Var Mıdır Kitabı Okuyucuyla Buluştu
Dr. Halit Kakınç'ın kaleme aldığı Tanrı Var Mıdır? Russell’in Göksel Çaydanlığı kitabı Alaska Yayınları'ndan çıktı.
Tanrı Var Mıdır? Russell’in Göksel Çaydanlığı isimli eser, okuyucuyu Prof. Dr. Remzi Sanver'ın yazdığı şu ön söz ile karşılıyor: "Rıza Tevfik, “Dünya dedikleri ulu yapıdan, Maksat ne hikmet ne bilen olmadı. Mezar dedikleri büyük kapıdan, Kafileler geçti gelen olmadı.” diyor. Sonsuzluk içerisindeki sonlu var oluşunun anlamını aramak insanın temel meselesi. Bu arayışın merkezinde tanrı kavramı var. Zira arayışımızın ana yönelimleri, bu kavramla kurduğumuz ilişkiyle belirleniyor. Bu ilişki itikadî yahut felsefî olabilir. Tanrıya inanabilir yahut inanmayabilirsiniz. Diğer yandan tanrı kavramının üzerine düşünmeden, onu yok sayarak anlam arayışınızı sürdüremezsiniz. Bu kitap pırıltılı bir zihnin tanrı ve tanrısızlık tasavvurlarını içeriyor. Farklı birçok husus bulacağınız bu eseri okurken yazarla beraber gireceğiniz düşünme çabası her seferinde ufkunuzu açacak, konuya bakışınızı zenginleştirecek."
Okuyucuyu "Şükürler Olsun Tanrı Filan Yok!" gibi dikkat çekici başlıklarla içine çeken eser, insanoğlunun geçmişten günümüze bilimsel olarak Tanrı'nın varlığını kanıtlama konusunu ele alıyor. Kitaptan bir bölüm:
“KANITIN YOKLUĞU, YOKLUĞUN KANITI DEĞİLDİR”
Bir şeyin kanıtlanmamış olması, insanlar tarafından görünmeyen bilinmeyen olması onun yokluğunu kanıtlar mı? Carl Sagan’ındır o meşhur “Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir” sözü. Ancak, “Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir” argümanı çoğu zaman da eksik kullanılır… Yanlış anlaşılır, yanlış anlatılır ve de yanlış aktarılır. Bir şeye dair kanıtlarımızın olmayışı, onları tamamen reddetmemiz için yeterli değildir. Ancak, kanıt noksanlığı, bir şeyi reddetmek için “yeterli” olmasa da çoğu zaman “geçerli” bir nedendir. Argüman, aslen şöyle olmalıdır bence: “Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir; ancak, varlığın kanıtı da değil-dir!”Yani, eğer ki bir şeylerin varlığına dair kanıt bulamıyorsanız, onların var olmadığını iddia etmek için kanıt yetersizliğinden fazlasına ihtiyacınız olabilir. Ancak bu bize, onların var olduğunu iddia etme hakkını da vermez. İngiliz yazar Christopher Hitchens’in (1949-2011) ifadesi, söz konusu mantığı anlamayı kolaylaştırabilir: “Kanıt olmadan iddia edilen şey, kanıt olmadan da reddedilebilir.”
Söz gelimi; birisi size dişinizin ağrıma nedeninin diş perileri olduğunu söylerse, bu mümkün olabilir mi? İşin esprisi - kanıtımız yoktur, ama yine de olabilir. Sonuçta bizim algımız da kanıt toplama yeteneğimiz de kısıtlıdır. Ama buna dair herhangi bir kanıt olmadığı için inanmak veya inanmamak kişiye kalmıştır. Kanıtın yokluğu, yokluğun kanıtı değildir. Ama elbette varlığın kanıtı da hiç ama hiç değildir.
Yorum yok